suçlama eğilimi
suç kavramının şeriatla şeriatında din ile ilgili olduğunu söyleyerek toplumda yerleşik suç algısına bakmak daha elverişli görünmekte. zira her anlayışın kendine göre bir suç tanımı bulunmakta.
toplumlarda yerleşmiş hakim suç tanımına baktığımızda ise karşımızda girift bir "şeriat" çıkmakta.
toplum düzeyinde eşitlik arayışının, özgürlük ve mahremiyet mücadelesinin, adalet ve hakikat arayışının makro ölçekte cezalandırıldığını küçümsendiğini, önünün kesilmeye çalışıldığını görmek, örnekleri çoğaltmak mümkün. istiklal savaşından bu yana türkiyenin mücadelesi buna en iyi örnek.
mikro düzeyde ise ilişkilerini tamamen düşmanlık üzerine kurmuş bir aile arkadaş ya da akraba, öğrenci hoca ilişkilerinde en ufak bir hatanın olabilecek en yüksek düzeyde "cezalandırıldığı" bir ölçüsüzlük olarak karşımıza çıkmakta.
hatta karşılıksız sevginin, merhametin, saflığın, aşkın cezalandırıldığı istismar edildiği kişisel ilişkileri kadın erkek ilişkilerini düşündüğümüzde bu "suç" ve buna bağlı olarak "şeriat" gerçekten yaşamayı imkansız hale getirecek düzeyde dostluktan, adaletten, merhametten ve ahlaktan yoksun.
buna son yüzyılın ideolojileri ile bu anlayışın literatür ve siyasi akım haline gelmesi eklendiğinde ise işin rengi iyice karaya çalmakta.
ama daha vahimi merhametsizliğin hakim olduğu aile ilişkilerinde ortaya çıkan eziyet. buna düşmanlıkta aşırılığı da eklediğinizde gerçekten ailenin bile çekilmez olduğunu görmek esef verici.
bu "suç" kavramına bağlı olarak ortaya çıkan "ceza" anlayışı ise bir "din" ve ahlak problemi.
nihayetinde fakirliğin, işsizliğin, zayıflığın, başarısızlığın ve dahi başarının, saflığın suç kabul edilip cezalandırılması olsa olsa batılın master düzeyde uygulanması denebilir. ve tamamen "din" ile alakalı bir mefumdur.
hem toplum hem birey düzeyinde aleyhte toplanan delillerin bu mikro ve makro savaşta her an kullanılması ise hayatı anlamsız bir mücadeleye hasretmek manasına gelmekte.
suçlama eğilimi hem bu merhametsizliği adaletsizliği ahlaksızlığı göstermesi bakımından manidar hem de "suç" tanımının ifadesi olarak "şeriat" anlayışını göstermesi bakımından. bu anlamsız savaşta bir enstruman olması ise başka bir yazı konusu.
toplumlarda yerleşmiş hakim suç tanımına baktığımızda ise karşımızda girift bir "şeriat" çıkmakta.
toplum düzeyinde eşitlik arayışının, özgürlük ve mahremiyet mücadelesinin, adalet ve hakikat arayışının makro ölçekte cezalandırıldığını küçümsendiğini, önünün kesilmeye çalışıldığını görmek, örnekleri çoğaltmak mümkün. istiklal savaşından bu yana türkiyenin mücadelesi buna en iyi örnek.
mikro düzeyde ise ilişkilerini tamamen düşmanlık üzerine kurmuş bir aile arkadaş ya da akraba, öğrenci hoca ilişkilerinde en ufak bir hatanın olabilecek en yüksek düzeyde "cezalandırıldığı" bir ölçüsüzlük olarak karşımıza çıkmakta.
hatta karşılıksız sevginin, merhametin, saflığın, aşkın cezalandırıldığı istismar edildiği kişisel ilişkileri kadın erkek ilişkilerini düşündüğümüzde bu "suç" ve buna bağlı olarak "şeriat" gerçekten yaşamayı imkansız hale getirecek düzeyde dostluktan, adaletten, merhametten ve ahlaktan yoksun.
buna son yüzyılın ideolojileri ile bu anlayışın literatür ve siyasi akım haline gelmesi eklendiğinde ise işin rengi iyice karaya çalmakta.
ama daha vahimi merhametsizliğin hakim olduğu aile ilişkilerinde ortaya çıkan eziyet. buna düşmanlıkta aşırılığı da eklediğinizde gerçekten ailenin bile çekilmez olduğunu görmek esef verici.
bu "suç" kavramına bağlı olarak ortaya çıkan "ceza" anlayışı ise bir "din" ve ahlak problemi.
nihayetinde fakirliğin, işsizliğin, zayıflığın, başarısızlığın ve dahi başarının, saflığın suç kabul edilip cezalandırılması olsa olsa batılın master düzeyde uygulanması denebilir. ve tamamen "din" ile alakalı bir mefumdur.
hem toplum hem birey düzeyinde aleyhte toplanan delillerin bu mikro ve makro savaşta her an kullanılması ise hayatı anlamsız bir mücadeleye hasretmek manasına gelmekte.
suçlama eğilimi hem bu merhametsizliği adaletsizliği ahlaksızlığı göstermesi bakımından manidar hem de "suç" tanımının ifadesi olarak "şeriat" anlayışını göstermesi bakımından. bu anlamsız savaşta bir enstruman olması ise başka bir yazı konusu.
Yorumlar
Yorum Gönder