bir soyutlama olarak "üst akıl"
geçtiğimiz on, onbeş yılda genel bir eğilimi ve onu temsil edenleri ifade etmek için kullanılan "üst akıl" kavramı sistemin kritik yerlerini işgal etmiş, etkili, söz sahibi bir takım güdüleri amaçları psikolojileri ortak bir topluluğu ya da bu topluluğa önderlik edenleri ifade ediyor olması bakımından elverişli..
buna 28 şubat darbesi esnasında yine o psikolojiyi yönetenlerin kurumsal kimlikleri bulunması dolayısıyla "üst akıl" denemese de ortak güdü amaç ve psikolojiye sahip çeşitli tabakaların aynı anda ve talimata gerek kalmaksızın hareket ettiğini düşünürsek yine bu "üst akıl" kavramının neye tekabul ettiğini anlamaya yetecektir..
şu anda ise bir kurumsal kimliği olmasa bile dünyada kurulu düzenin kayda değer yerlerinde bulunanların yine bu ortak güdü ve psikolojiyi "yönettiği" söylenebilir..zaten üç aşağı beş yukarı yapılacak olanın belli olması ise bu "öncü" lerin sadece önde yürüme gibi bir konumları olduğunu söylemek yanlış olmaz..
temel dinamikleri savaş çıkarmak fitne ve psikolojik harp olan bu öncülerin yedi yirmidört bu alanda çalıştığını ve taktik strateji belirleridiğini de gözardı etmemek gerek..
dünya nüfusunun çok küçük bir parçasını oluşturan bu grubun ise psikolojik desteği bazan bir hayli çoğunluk kazanabilmekte..
"üst akıl" kavramı işte bu öncüleri ama aynı zamanda güdü ve psikolojik ortaklığı bulunan belli bir topluluğu ifade eden bir soyutlama..
bunun daha somut ifadesi istihbarat örgütleri, değişik ülkeler, cemaatsel yapılar, yada şerde derinleşmiş kimi bireyler denebilir..
toplumların harekete geçme saiklerinin çoğunun psikolojik olduğunu duygular düşünceler fikirler olduğunu düşünürsek bu alanda at oynatmak isteyen bir çok odağın soyut ifadesine "üst akıl" denmiş ve yerinde bir soyutlama kanaatimce.
buna 28 şubat darbesi esnasında yine o psikolojiyi yönetenlerin kurumsal kimlikleri bulunması dolayısıyla "üst akıl" denemese de ortak güdü amaç ve psikolojiye sahip çeşitli tabakaların aynı anda ve talimata gerek kalmaksızın hareket ettiğini düşünürsek yine bu "üst akıl" kavramının neye tekabul ettiğini anlamaya yetecektir..
şu anda ise bir kurumsal kimliği olmasa bile dünyada kurulu düzenin kayda değer yerlerinde bulunanların yine bu ortak güdü ve psikolojiyi "yönettiği" söylenebilir..zaten üç aşağı beş yukarı yapılacak olanın belli olması ise bu "öncü" lerin sadece önde yürüme gibi bir konumları olduğunu söylemek yanlış olmaz..
temel dinamikleri savaş çıkarmak fitne ve psikolojik harp olan bu öncülerin yedi yirmidört bu alanda çalıştığını ve taktik strateji belirleridiğini de gözardı etmemek gerek..
dünya nüfusunun çok küçük bir parçasını oluşturan bu grubun ise psikolojik desteği bazan bir hayli çoğunluk kazanabilmekte..
"üst akıl" kavramı işte bu öncüleri ama aynı zamanda güdü ve psikolojik ortaklığı bulunan belli bir topluluğu ifade eden bir soyutlama..
bunun daha somut ifadesi istihbarat örgütleri, değişik ülkeler, cemaatsel yapılar, yada şerde derinleşmiş kimi bireyler denebilir..
toplumların harekete geçme saiklerinin çoğunun psikolojik olduğunu duygular düşünceler fikirler olduğunu düşünürsek bu alanda at oynatmak isteyen bir çok odağın soyut ifadesine "üst akıl" denmiş ve yerinde bir soyutlama kanaatimce.
Yorumlar
Yorum Gönder