çöken batı doğu diyalektiği ve türkiye

geçtiğimiz yüzyılın temel belirleyicisinin doğu batı diyalektiği olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz..bilhassa osmanlının durdurulmasından sonra ortaya çıkan konjontürün ve felsefi anlayışın "ben" ve "öteki", sen ve ben kavgasının bir yansıması olarak doğu batı diyalektiği olmuştur denebilir..

"biz" vurgusunun haçlılarda bile diri kaldığını ne kadar eleştirlebilse bile canlı kaldığını söylemek gerek. zira üzerlerine yürüyen osmanlılara karşı bir ittifak olarak bile olsa "biz" kavramının kendine yer bulduğu bir zaman..

modern zamanların ise temel dinamiği "ben" ve "öteki". yani diri tutulan "ben" artık "biz" kavramını tamamen ortadan kaldırmış bulunmakta..

20. yüzyılın dünya savaşları, sonrasında gelen ideolojiler, ulusalcılığın yeni tanımı bu "ben" anlayışının bir tezahürü..zira ulusalcılık bile bu vurgunun bir tezahürü.."öteki" ise beni inşa etmede sadece bir araç..

ideolojilerin hepsinin bir ötekine ihtiyaç duyması ise en son şeklini doğu batı diyalektiğinde almış görünmekte..hatta doğuyu tamamen altettiğini düşünen bazı batılıların tarihin sonunu ilan etmesi, islamı ise bu düşman kategorisine yerleştirip yola devam edenlerle beraber bu gerçeği göstermekte..

yani "ben" öteki olmaksızın varolamayan, ve aslında ötekinin kölesi bir mefumken bu soğuk savaş yıllarında yine batı içinde kendine adb ve rusya arasında tatlı sert yer bulmuştur.

en son öteki ilan edilen İslam ve müslümanların ise bu diyalektiğe kapılmaksızın yol yürümeleri sayesinde iyice çökmüş bulunmakta ve yıllarca üzerinde çalışılan "ben" çökmüş ya da hakettiği makul yere konulmuş görünüyor.

bu diyalektiğin ise türkiye üzerinden işletildiği son otuz yirmi yıla bakarak görülebilir..zira tüm enerjisini türkiyenin ayağa kalkmasını engellemeye hasretmiş politikaların izleri hala canlı..türkiyenin ise bu diyalektikten doğacak düşmanlığa tahriklere provakasyonlara kine ve nefret söylemine kapılmaksızın yol katetmesi ince bir ip üstünde yürümek gibiydi..

bu ince ip üzerinde yürümeye bile tahammül gösteremeyenlerin ise en son kullandığı yöntem terör..pkk ve bilhassa ışıd hem islamı karalamak hem İslamı savunan tek ülke türkiyeye düşmanlık yönlendirmek üzere canlanıveren ya da üretilen örgütler..

ışıdın bile derdinin başından beri ne olduğu muallak olmasına rağmen iyice beliren gerçek önce İslamın karalanması ve İslamı tek savunan yada en çok savunan ülke olarak türkiyeyi hedef göstermek denebilir..

işte bu doğu batı diyalektiğinin en son halini savunanlar tahriklere kapılacak öfkelenecek hata yapacak bir türkiyeyi uluslararası sisteme yem etme planıyla hareket ettikleride görülebilecek derecede açık..

türkiyenin yem olması durumunda ise kısa zamanda dünyayı kıyamete hazırlayacak bir projeleri olduğuda acaba sonrasında ne amaçlıyorlar ki sorusunun cevabı..

zaten yaşanmaz hale gelmiş dünyada köleliği ahlaksızlığı ve zulmü iyice yayarak geçirecekleri bir elli altmış ya da kısacık sürede geçirecekleri keyif yıllarından sonra ortada iyilik güzellik temizlik namına birşey kalmayacağı da tahmin edilebilir..

türkiyenin dik ve dirayetli duruşu ise bu diyalektiği kullanan küçük bir azınlığı karantinaya almış dünyada çoğunluğu oluşturan aklı selim ve içinde iyilik bulunan insanları sağ ve salim tutmuş bu azınlığı kendi küçük dünyalarına hapsetmiştir.

bu azınlığın haleti ruhiyesini çevremizden görebileceğimiz gibi ışıdın haleti ruhiyesine bakarakta görebiliriz..zira canından malından dünyasından ve ahiretinden geçmiş "salt kötülük" abidesi insanlarla karşı karşıyayız..

işte çöken doğu batı diyalektiği, ben ve öteki diyalektiği ve batı İslam diyalektiği kardeşliğe temizliğe güzelliğe yaşamaya müsait bir dünya demek..aksini zaten tecrübe ettik.

Yorumlar

Popüler Yayınlar