kürtlerin devlet kurma hayali

hayali diyorum çünkü ulusçuluk akımın yayılmasından bu yana her etnik grup gibi kürtlerinde bir devlet kurma hayali ortaya çıktı. bilhassa osmanlının son dönemlerinden bu yana türkiye cumhuriyetine de taşınan bu hayal devletin kürtleri asimile etmeye çalışması aşağılaması reddetmesi inkar etmesi haklarını hukuklarını tanımaması ile meşruiyet kazandı.

ancak gelinen son noktada devlet kurma hayalini meşrulaştıracak ne ulusçuluk akımı ne devletin zulmü ortada görünmüyor. devlete sahip olmanın getireceği refah, meşru ve özgür siyaset yapma, hak ve hukuklarının tanınması, eşitlik ve asimilasyon red ve inkar politikalarında azade bir "yaşam" hayalini türkiye cumhuriyeti sınırları içinde gerçekleştirmek artık mümkün.

ayrıca hem türkiye hem iran hem suriye hem ırak ve hem abd ve avrupanın baskın siyasetinin böyle bir ülke hayaline uygun olmadığı gerçeğini görmek gerekiyor. zira kurtuluş ve çanakkale savaşlarıyla binlerce şehit vererek vatan haline gelen türkiyenin ya da sınır bütünlüğü konusunda hassas olduğu aşikar bir iranın ya da terörü daha besleyecek bir bölünmenin avrupa ve abd tarafından onaylanmayacağı da söylenebilir.

bu durumda hem meşruiyet hem reel politik açısından bu hayale zemin oluşturacak şartlar ortada görünmüyor.

bu ortamın ise bize bu hayali ideoloji ve hayatın anlamı haline getirenlerin bunları ya görmediği ya da bu hayali yani özgür bir "yaşam" idealini kaybettiğini gösterdiğini söylemek mümkün.

"özgür eşit ve kalkınmış yaşam" idealini bu anlayıştan çekip çıkardığımızda ise salt terör, kışkırtma, provakasyon gibi kötülükler kalmakta.

yani şu anda "kürt meselesi" salt terör ve kötülerle savaş haline gelmiş bulunuyor.

zira ortada gezen "birlikte müreffeh yaşam" idealinin tüm koşulları hem kuzey ırakta hem türkiyede yerine getirilmiş bulunuyor. geriye ise gerçekten kötülerin kötülük emelleri dışında geriye birşey kalmıyor.

Yorumlar

Popüler Yayınlar