"balance of powers" ve statüko

statüko kavramının yıllar boyunca oluşmuş bir düzeni ifade etmesi yanında yeniliği reddetmesi gibi güncellenmeye müsait olmaması kutsanmış ve kültleşmiş bir takım alışkanlık ve adetleri de içinde barındırdığını söylemek gerek. işte geçtiğimiz yüzyılın iki önemli kavramı ve bu yüzyılın en çok mücadele isteyen iki alanı statüko ve temeli güçler dengesi.

güçler dengesinin uluslar arası ilişkileri belirlediği gibi ülke içinde ve insani ilişkilerde de yansımaları olduğu muhakkak. karşılıklı rekabet mücacadele ve savaşın temel dinamik olduğu "check and balances" ülkeleri birbirleri ile sürekli bir kontrol ve savaş modunda tutmuş ve ortaya gergin bitmeyen bir mücadeleyi çıkarmış. bu anlayışla şekillenen dünyada bu güç dengesini bozacak en ufak bir kıpırdanma bu hantal yapıyı harekete geçirmekte ve bu hareketlenmeyi bastırmaya ya da yok etmeye yöneltmekte.

işte bunun ifadesi statüko kavramında saklı denebilir. zira bu gergin vahşi rekabet ve savaş modu ile ortaya çıkan yapı kutsandığı ve alternatifi düşünülmediğinden bu hantallığa meydan okuyana yine en acımasız şekilde müdahele etmekte. bu statükoya yapılan eleştirilerin, ifade edilen yanlışların tiye alınacak denli naif bulunması ise bu kutsaliyetin bir ifadesi.

eşitlik adalet özgürlük demokrasi samimiyet dostluk güven ilişkisi saygı egemenlik hakları gibi literatürde çokça geçen kavramların pratikte karşılığının bulunması ifadesi ise yine bu hantal yapıya yapılmış "hakaretler" olarak algılanmakta.

işte türkiyenin hem kendi içinde hem dünyada ortaya koyduğu bu "hareketlenme" eleştiri ve önerileri bu hantal denge kontrol yapısı tarafından türkiye cumhuriyeti kurulalı beri ve ağırlıklı olarak son 14yılda bu yapının savunucuları ve güncellenme konusunda cesaret gösteremeyenler tarafındanda garipsendi.

bu eleştiri ve önerileri tiye alanları olduğu gibi  statükoyu her ne pahasına olursa olsun korumak isteyenler tarafından da hışımla karşılandı.

statüko adaletsiz merhametsiz haysiyetsiz riyakar da olsa toplumun belli kesimlerine makam statü menfaat ekonomik imkanlar sağlamakta. bu imkanları dünyanın ve türkiyenin geniş tabanına yayma faaliyeti yine bir statüko refleksiyle karşılanmakta. bu ise denge ve kontrolde cereyan eden danışıklı rekabet ve savaşın aksine gerçek bir mücadele ve savaş demek.

işte son 14yılda ve 15temmuz gecesi yaşananlar biraz yukardan bakınca bu analizi yapmaya elverişli. terör örgütlerinin bu statüko içindeki yeni yeri denge ve kontrol ve akabinde şekillenmiş statükoya karşı "hareketlenmeleri" engellemek denebilir.

bu yapısal durumun halklar nezdinde az karşılık bulması ve medya stk akademi siyaset içinde ise güncellenmenin zorunlu hale gelmesi sevindirici. bunun zaman alacak olması ise her birimize bir çok görevin düştüğü gerçeğini göstermekte.

Yorumlar

Popüler Yayınlar