akılsızlığın dayanılmaz hafifliği

insan akletmekle mesul bir akıl sahibi olarak bunun sonuçlarını da peşinen üstlenmiş bir mahluk. zira akıl demek sorumluluk demek, hakikate uyum demek, yaptıklarının sonuçlarını ve bu yaptıklarından doğacak ikincil üçüncül etkileri düşünmek demek. ölçü tartı ve terbiye demek.

işte aklı kullanmayan insanın sığındığı liman sorumsuzluk, batılla hem hal, terbiyesizlik ve ciddiyetsizlik.

bu halde insan akletmediği müddetçe hayvandan aşağı ve alabildiğine "hafif" bir yolu seçmiş olmakta. yani ne kendine karşı sorumlukluklar ne aile ve akrabaya ne ülkeye ve dünyaya karşı sorumlulukların yerine getirilmemesi, aksine düşünüp taşınmaksızın yapılan amellerin birincil ikincil maddi ve manevi etkilerini düşünmemek demek.

bunun insana keyfli gelmesi ise büyük yanılsama zira kısa süreli keyif halinden sonra bu tercihte bulunan insanların yaptıklarının sonuçlarıyla acı şekilde karşı karşıya kaldığı bir gerçek. hem kendini düşürdüğü hal hem etrafında oluşturduğu etki ve tepkiler kısa zamanda hayatı zehir edecek bir düzeye gelmekte.

kendine yaptığı sorumsuzluk kişiyi karakter yoksunluğuna akıl kirliliğine mutsuzluğa ve sürekli sürdürmek durumunda olduğu bir iç ve dış savaşa insanı sürüklemekte. bu savaşın anlamsızlığı kavranmadan sürdürürülen durumda ise duvara toslamayan kimse yok denebilir.

hem insan ilişkilerinde hem hem yakın akraba ve toplum ilişkilerinde bu dayanılmaz hafiflik herşeyi kısa sürede bozmakta ve işin içinden çıkılmaz bir hal almakta.

bunda ısrarın ise yani ders almaksızın bu durum düzeltilmediği durumlarda karşımıza çıkacak manzaranın insana yakışmayan bir manzara olduğu da hem tarihten hem günümüzden görmek mümkün.

akıl ve akletmek ise birden çok faktörün ve etkileşiminin derinlemesine ve kapsamına bakarak göz önünde bulundurmayı, yapılan şeyin bunlar içinde nereye oturacağının ve ne sonuçlar vereceğinin kalp ve nefsi de hesaba katarak uygulamaktır. nefse zulüm olmadan, vicdansızlık olmadan hakikatle uyum içinde yapmak demek. bu da gerçek bir "mesai" demektir. dert ve tasa demektir. bu dert insana karakter ciddiyet ve bu yaptıklarının etkileri ve tepkilerinine verilecek tutumla şeref katar.

bu şerefe yüz çevirmeyenlerin ülkeye ve dünyaya hakim olmasından daha arzu edilir bir şey olmadığını söylemek gerek.

Yorumlar

Popüler Yayınlar