yaşamak ile sıkıntısı olmak
doğrusu yaşamak ağır bir sorumlukluk ve yük..işte bu iki kelime insanların ekserisi tarafından reddedilmekte ve inkar edilmekte..biz hem kul olarak, hem eşrefi mahlukat olarak ağır bir sorumluluk ve yük altına girdik..
kul olarak şirkten uzak durmak ahlaklı olmak helalinden kazanmak gibi, mesela insan olarak anne baba akraba arkadaş kardeş meslek erbabı olarak sorumluluk sahibiyiz. bu sorumluluklarını hakkıyla yerine getirenlere yaşıyor denir..biraz getirenlerede ona göre birşey denir..
bu sorumluluk ve yükün taşınması demek inasanın aciz olduğunu, fakir olduğunu, cahil olduğunu bir çırpıda anlaması ve duaya niyaza sarılması demektir..zira biz ne kendimizin ne ailemizin ne işimizin güvenliğini bakımını huzurunu sağlayamayız..milyonlarca kendi içinde etklileşimli faktörün devrede olduğu dünya gerçekten bir insan için hayvanların "vahşi dünyası"na benzetilebilir..buna birde hasetkar fasık kimselerin çokluğu eklendiğinde bu işin insanı aştığı ortadadır..
bu yaşayanlar için böyleyken yaşama ile sıkıntısı olan kimseler nerdeyse annelik babalık sorumluluğunu bile üstlenmekten kaçınır. tercihlerinin çoğu helal yoldan kazanmak yerine köleleştirmek sömürmek kendi sefa sürmektir..
sefa sürmek kavramıda bu yolu seçenler için ahlaksızca ve hayvandan daha aşağı bir tarzdır..yeyip içme ve yiyip içemeyenlere kibirlenmek gibi esfele safilinin dipleri bu yaşam anlayışının temel dinamiğidir.
ayrıca yaşamak cesur olmayı düşünmeyi düşmeyi kalkmayı anlamayı anlamamayı, esrarengiz dehlizlerden yollardan geçmeyi, hayal kırıklığını, sevmeyi ihaneti tatmayı, öğrenmeyi kapsamakta iken
yaşamamayı life style edinmiş kişiler sevmezler sevilmezler ihanete uğramazlar çünkü kimseye güvenmezler arkadaşları yoktur kibirlerinden öğrenemezler başkalarının tecrübelerinden fadalanamazlar ve en önemlisi yol yürümezler..
işte kilit nokta burasıdır..insanların çoğu sıratı müstagimde yürümez..manevi bir tecrübe olan sıratı müstagimde yürümeme demek en temel kulluk görevini yapamamak demektir..sıratı müstagimde yürümeyen insana halk dilinde dünyaya kazık çakmış denir..bu olduğu yerde oturan tipler manen hiçbir iş yapmamarı yanında yol yürüyenlere mani olmaya onu bunu dikizlemeye başlarlar..çünkü kendi yolları hikayeleri yoktur..bu bataklıkta dikiz haset fesat dedikodu gıybet alır yürür ve daha bir bataklık haline gelir..
işte yaşamakla sıkıntısı olmak temelde sıratı müstagimde yürümeyi reddetmek ve yola çöreklenip bir ömür hayvan gibi yaşamaktır..napalım bu kadar açık ve net..
kul olarak şirkten uzak durmak ahlaklı olmak helalinden kazanmak gibi, mesela insan olarak anne baba akraba arkadaş kardeş meslek erbabı olarak sorumluluk sahibiyiz. bu sorumluluklarını hakkıyla yerine getirenlere yaşıyor denir..biraz getirenlerede ona göre birşey denir..
bu sorumluluk ve yükün taşınması demek inasanın aciz olduğunu, fakir olduğunu, cahil olduğunu bir çırpıda anlaması ve duaya niyaza sarılması demektir..zira biz ne kendimizin ne ailemizin ne işimizin güvenliğini bakımını huzurunu sağlayamayız..milyonlarca kendi içinde etklileşimli faktörün devrede olduğu dünya gerçekten bir insan için hayvanların "vahşi dünyası"na benzetilebilir..buna birde hasetkar fasık kimselerin çokluğu eklendiğinde bu işin insanı aştığı ortadadır..
bu yaşayanlar için böyleyken yaşama ile sıkıntısı olan kimseler nerdeyse annelik babalık sorumluluğunu bile üstlenmekten kaçınır. tercihlerinin çoğu helal yoldan kazanmak yerine köleleştirmek sömürmek kendi sefa sürmektir..
sefa sürmek kavramıda bu yolu seçenler için ahlaksızca ve hayvandan daha aşağı bir tarzdır..yeyip içme ve yiyip içemeyenlere kibirlenmek gibi esfele safilinin dipleri bu yaşam anlayışının temel dinamiğidir.
ayrıca yaşamak cesur olmayı düşünmeyi düşmeyi kalkmayı anlamayı anlamamayı, esrarengiz dehlizlerden yollardan geçmeyi, hayal kırıklığını, sevmeyi ihaneti tatmayı, öğrenmeyi kapsamakta iken
yaşamamayı life style edinmiş kişiler sevmezler sevilmezler ihanete uğramazlar çünkü kimseye güvenmezler arkadaşları yoktur kibirlerinden öğrenemezler başkalarının tecrübelerinden fadalanamazlar ve en önemlisi yol yürümezler..
işte kilit nokta burasıdır..insanların çoğu sıratı müstagimde yürümez..manevi bir tecrübe olan sıratı müstagimde yürümeme demek en temel kulluk görevini yapamamak demektir..sıratı müstagimde yürümeyen insana halk dilinde dünyaya kazık çakmış denir..bu olduğu yerde oturan tipler manen hiçbir iş yapmamarı yanında yol yürüyenlere mani olmaya onu bunu dikizlemeye başlarlar..çünkü kendi yolları hikayeleri yoktur..bu bataklıkta dikiz haset fesat dedikodu gıybet alır yürür ve daha bir bataklık haline gelir..
işte yaşamakla sıkıntısı olmak temelde sıratı müstagimde yürümeyi reddetmek ve yola çöreklenip bir ömür hayvan gibi yaşamaktır..napalım bu kadar açık ve net..
Yorumlar
Yorum Gönder